Esselamu aleykum,
Akşam-ı şerifler hayrola dostlar..
Çok güzel bir eser okudum, Sevgili Muhyiddin Şekûr'un dilimize Sevin Okyay ve Senai Demirci tarafından çevrilen otobiyografisi...
Yazar kitabında hakikate ulaşma çabasını ve arayışını anlatıyor. Müslüman olarak sufilikle tanışmasından başlıyor ve Şeyhinin rehberliğinde eriştiği dervişliği ve ötesini aktarıyor bizlere.
Ben kitabı okurken çok etkilendim, insanın her yaşadığından bir ders çıkarabilmesi ve bunlara birer imtihan gözüyle bakabilmesi güzel bir şey. Günlük hayatta herkesin karşılaşabileceği basit görünen olayları, yazarımız öyle derin ve anlamlı aktarıyor ki, insan kendi hayatına dönüp yaşadıklarına anlam yüklemeden edemiyor.. İnsan normalde kızacağı, sinirleneceği şeylere, bu da bir imtihandır deyip geçebiliyor mesela, bu kitaptan sonra.. :) Herkesin okumasını öneririm, farkındalığımızın artması ve hayata ve yaşadıklarımıza daha derin bakabilmemiz için.
*Gitmeyi çok istediğim halde, görünür sebepler bir yana, Allah içinde bulunduğum şartları gidememem üzere takdir etti.
*İbadet, çiçeğin gıdası gibidir. Sudur, vitamindir ya da gübredir. Aşk ise hava ve güneş ışığı gibidir. Bebeğine bakan bir annenin ona şefkatinden sunması gerekir, fakat şefkat de tek başına yetmez. Bebek gıda da ister.
*Allah'ın adı anıldığında gözyaşı dökenlerden asla ümit kesmemen gerekir, unutma.
*..ne 'bir şeye ihtiyacım var' deyin, ne de 'hiçbir şeye ihtiyacım yok' deyin; sadece 'Allah' deyin, işte o zaman harikulâdelikler göreceksiniz.
*Haramlar ve ona götüren şeyler, nefsin ayrık otlarıdır. Ayrık otlarını kesmek yetmez, köklerini de kazımak gerek.
*Dertlerinizi Allah'la aranıza perde etmekten, onlara O'na kulluğunuza verdiğiniz kıymetten fazlasını vermekten sakının.
*Unutmayın ki rahmet haram işleyenlerin de hakkıdır;ve günahkârların kalplerindeki ümidi söndürmek hakkımız değil.
Bol istifadeli okumalar,
Vesselam...
Akşam-ı şerifler hayrola dostlar..
Çok güzel bir eser okudum, Sevgili Muhyiddin Şekûr'un dilimize Sevin Okyay ve Senai Demirci tarafından çevrilen otobiyografisi...
Yazar kitabında hakikate ulaşma çabasını ve arayışını anlatıyor. Müslüman olarak sufilikle tanışmasından başlıyor ve Şeyhinin rehberliğinde eriştiği dervişliği ve ötesini aktarıyor bizlere.
Ben kitabı okurken çok etkilendim, insanın her yaşadığından bir ders çıkarabilmesi ve bunlara birer imtihan gözüyle bakabilmesi güzel bir şey. Günlük hayatta herkesin karşılaşabileceği basit görünen olayları, yazarımız öyle derin ve anlamlı aktarıyor ki, insan kendi hayatına dönüp yaşadıklarına anlam yüklemeden edemiyor.. İnsan normalde kızacağı, sinirleneceği şeylere, bu da bir imtihandır deyip geçebiliyor mesela, bu kitaptan sonra.. :) Herkesin okumasını öneririm, farkındalığımızın artması ve hayata ve yaşadıklarımıza daha derin bakabilmemiz için.
*Gitmeyi çok istediğim halde, görünür sebepler bir yana, Allah içinde bulunduğum şartları gidememem üzere takdir etti.
*İbadet, çiçeğin gıdası gibidir. Sudur, vitamindir ya da gübredir. Aşk ise hava ve güneş ışığı gibidir. Bebeğine bakan bir annenin ona şefkatinden sunması gerekir, fakat şefkat de tek başına yetmez. Bebek gıda da ister.
*Allah'ın adı anıldığında gözyaşı dökenlerden asla ümit kesmemen gerekir, unutma.
*..ne 'bir şeye ihtiyacım var' deyin, ne de 'hiçbir şeye ihtiyacım yok' deyin; sadece 'Allah' deyin, işte o zaman harikulâdelikler göreceksiniz.
*Haramlar ve ona götüren şeyler, nefsin ayrık otlarıdır. Ayrık otlarını kesmek yetmez, köklerini de kazımak gerek.
*Dertlerinizi Allah'la aranıza perde etmekten, onlara O'na kulluğunuza verdiğiniz kıymetten fazlasını vermekten sakının.
*Unutmayın ki rahmet haram işleyenlerin de hakkıdır;ve günahkârların kalplerindeki ümidi söndürmek hakkımız değil.
Bol istifadeli okumalar,
Vesselam...