Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Uğur Koşar/Allah De Ötesini Bırak

Cumartesi, Haziran 14, 2014

Esselamu aleykum,

Uğur Koşar, nasıl anlatılır bilmiyorum ama tam bir terapist, eğer denk gelirseniz muhakkak okuyun derim.. Kitabın başlığına bakıp -bazıları- 'aman dini kitap sevmem, okumam demesin' tam bir terapi bana göre. Kitabı bitirdiğinizde büyük bir rahatlama ve huzur yaşıyorsunuz, hele bir de canınızın sıkkın olduğu veya birilerine kızgın, kırgın olduğunuz zamana denk gelirse süper olur :) Diğer kitaplarını da almayı düşünüyorum ben, sayfa sayısı az, fiyatı düşük ve süpper bir eser, alın, okuyun, okutun efendim bu güzel eseri, lütfen ;)


*Bizim işimiz, kalbimizi kıranlarla oyalanmak değil, kırılan yeri bulmaktır. Ve kalp kırılmaz. Kırılan bir şey varsa o gurur, onur, egodur!..

*Şayet senin içinden kin, kırgınlık, öfke çıkıyorsa sen rahmetten uzaktasındır, egonun ta içindesindir. Çünkü Allah bizi sevgi, merhamet ve aşkla yaratmıştır. Bunun dışında senin kaynağından ne yükseliyorsa o şeytanidir.

*Her haklı olma ihtiyacı hissettiğinde farkına varmanı isterim:
Ego senden doyum bekliyor! Ve hemen onu sustur; onu beslemeyeceğini kibarca söyle ve sevgiyle yerine oturt...

*Peygamber Efendimiz bir adamın, ''Allah'ım senden sabır isterim'' dediğini dudu ve ''Sen Allah'tan bela (sıkıntı) istemiş oldun. Ondan afiyet dile'' buyurdu.(Tirmizi, Daavat,94)

*''And olsun ki, Allah'tan başka sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.'' (Bakara,120) 

*''Allah rızası için affedeni, Alaahüteala yükseltir.'' (Müslim)

*Affetmek Allah'ın baktığı pencereden yaşama bakabilmektir.
Ve daima anımsa: Affedebilirsen duaların önü açılır ve niyetlerin O'na ulaşır.

*Başıma ne zaman üzücü bir olay gelse ''Allah'ım senin seçtiğin benim de seçtiğimdir, inanırım ki sen en iyisini bilirsin'' derim. Bu mana alemine açılan kapılardan biridir. Senin de kullanmanı dilerim. Bu kutsal bir anahtardır. Ve o kapı açıldığında adeta oluk oluk huzurun üzerine aktığını görebilirsin...


Hayırlı okumalar :)

Ehl-i Sünnet İnancı

Perşembe, Haziran 05, 2014

Yine Semerkand yayınlarından bir çalışma...
Dr. Dilaver Selvi'nin zaman zaman Semerkand Tv de programları da oluyor sanırım. 
İnandığımız öğretilerin Peygamber sünneti ölçülerinde tablolandırılmasından oluşan güzel bir kitap.İtikad noktasında bazı bilgilerin pekişmesi yanı sıra bazılarının da kökenlerine inip açıklayan özenli bir anlatım söz konusu. Oldukça açık ve sade bir dille yazılmış olması okumayı hızlandırıyor. İmanı taklidi bir kıvamdan tahkiki hale getirmek için başlama noktası olarak da saptanabilir bu çalışma. Israrla tavsiye ediyorum diyebilir miyim ? Evet diyebilirim... 

Ve alıntılara geçersek: 

"İman, öyle bir nurdur ki, kalbe atıldığı zaman içindeki bütün küfrü ve şirk kirlerini tertemiz eder. O öyle bir ilahi şuurdur ki, ondan kalbinde zerre kadar bulunduran kimse, dünyadan imanla gider ve sonuçta Cennet'e girer. Bu iman, Allah'ın vergisidir, kalbin eylemidir, ruhun Yüce Rabbine karşı "kalu bela"dan başlayan gizli bir sevgisidir.Onun azı da çoktur ve değerinin dünyada karşılığı yoktur."

"Bütün mü'minler Allah'ın dostudur.Müminler içinde muttaki olanlar ve takvada zirvede bulunanlar, diğer müminlerden ayrı olarak Allahu Teala'nın özel dostluğunu elde etmişlerdir.Onlar Kuran'da, "mukarrabun" "ebrar" "muttaki" "ricalullah" "evliyaullah" gibi isim ve sıfatlarla tanıtılmış salih müminlerdir. Bu sıfattaki insanlar , kıyamete kadar her devirde bu ümmetin içinde bulunurlar; Allah yolunda insanlara rehberlik yaparlar, sönmeye yüz tutmuş dini anlayışı yeniler, ibadet ve kulluk hayatını canlandırırlar. Onlara müceddid ve mürşid denir." 

Bir dahaki kitap paylaşımında görüşürüz dostlar :) 

Hikem-i Ataiyye

Bu kitabı okuma sürecimde o kadar çok kişiye anlattım ve o kadar çok kişiye tavsiye ettim ki sanırım çevremde fazlasıyla meraklısı oluştu. Ne gariptir ki sürekli adından bahsetmeme rağmen yine de bir çırpıda söyleyemediğim tek kitap adı budur herhalde... Hikem-i Ataiyye... Yazması daha kolay :)

Mesnevi öğretilerine hepimiz aşinayız değil mi ? Ya da daha güncel örneklendirmek gerekirse uzak doğu kültürünün huzur verici(!) mistisizmine... Biz, huzurun ve mutluluğun, sadece paketlenmiş ticarileştirilmiş sonra da görsel/yazılı medya aracılığıyla zorla hayatımıza dikte edilmiş şeylerde olabileceğine inandırıldık son dönemlerde. Refah içinde bir yaşantının belli bir fiyatı olduğunu ve ancak ücreti mukabilinde elde edilebileceğine de hani... Oysa geçmişimizde, ışık kaynağı  gibi zamanlarını aydınlatmış tasavvuf büyüklerinin yazdıkları eserlere şöyle bir bakıversek, Batı'nın en hümanist tavırlarına bile taş çıkartacak yol haritalarını buluruz. Elimizden tutup,bizi gerçek özgürlüğün bulutlar üstü mekanına çıkartacak Allah dostlarının öğretilerine kulak versek...Bugünkü buhranların çoğu hayal olurdu belkide... 
Ama bu zor ve herkese nasip olmayan bir yolculuktur ki, o sebepten okuduğum bu eser gibi çoğu eser kütüphanelerin raflarında istiridye içindeki inci gibi keşfedilmeyi beklemekte... Hikem-i Ataiyye , Şazeli tarikatının büyüklerinden, aynı zamanda fıkıh, tefsir v.s. ilimlerin tahsilini veren Ataullah İskenderi (K.s.) 'nin tasavvufi öğütlerini içeren bir kitap. Kısa başlıklar ve açıklamaları halinde düzenlenmiş 2009 basımı Semerkand yayınlarından çıkmış. Son derece anlaşılır ve akıcı bir üslupla yazıldığı için kısa sürede bitirip lezzeti damağınızda kalır cinsten bir kitap. Israrla tavsiyedir... 


Alıntılar kısmına sayfalar dolusu şey eklememek için kendimle mücadele halindeyim.Çoğu eklenesi bölümü eleyip alıntılar kısmına  karar vermek hiç kolay olmadı :) İşte kitaptan bazı başlıklar...

"Günah işleyince ümidin azalması, amele güvenmenin alametlerindendir."

"Allah seni sebeplere muhtaç bırakmışken senin o sebeplerden soyutlanmayı istemen gizli şehvetlerdendir."

"En yüce himmetler bile kader surlarını yaramaz."

"Tedbir almaktan nefsini rahat tut.Allah'ın senin yerine yaptığı işi kendi üzerine yükleme."

"Bazıları , 'Nefsini köpekten daha kıymetli gören, kibirlenmiş ve Allah'ın gazabını hak etmiştir'demişlerdir."

"Şeyh Abdurrahman Said büyük bir fakih idi.
Bir kış günü çamurlu ve dar bir yolda yürürken karşıdan gelmekte olan bir köpekle yolları kesişti.Kendisi yolun orta ve temiz yerinde, köpek ise biraz alçaktaydı.Bir müddet köpeğe baktıktan sonra yerinden ayrılarak , daha alçak ve çamurlu olan bir kenara çekildi.Bu olayı gören biri O'na sordu :
'Çok garip bir şey yaptın. Temiz yeri köpeğe bırakıp kendini niye çamura attın ? ' Dedi ki :
'Yolun ortasındayken bir an kendimi ondan üstün hissettim.Oysa vallahi o benden daha üstün ve ikrama daha layıktır.Benim çok günahım var köpeğin ise yok. Bu sebeple yolu ona bıraktım.Şimdi ise Allahın beni bağışlamamasından korkuyorum.Çünkü benden daha hayırlı olandan nefsimi büyük gördüm. ' "

İşte dostlar gerçek "insan hakları" ...

Gerçek hümanizm...

Gerçek mutluluk...

Gerçek özgürlük...

Hayal edilesi ütopya...!


Diğer kitap incelemesinde görüşmek üzere...