Başlıca Karakterler :
Sâra,Nermin,Ziya(homongolos),Remzi,Vesime
Karakter Tahlili:
Sâra ; baş karakter. Güzelliğiyle kendini şımartmış,İstanbul da modern(!) bir hayatı olan. Kendi egoları adına insanları kullanmaktan çekinmeyen hatun.
Nermin ; Sâra nın yakın arkadaşı.
Ziya; Sâra’nın kendisine aşık etmek için çabaladığı kalbi buz tutmuş insan.
Remzi ; Sâra’nın dayısının kızıyla evlenecek olan,bu dönemde Sâra nın oyunlarından kaçamayan bahtsız damat adayı.
Vesime ; Remzi nin nişanlısı;Sâra nın dayı kızı.
Özet :
Kitap dünya klasiği olan “insancıklar” daki gibi mektuplarla ilerliyor. Çok teferruata girilmediği için çok çabuk kendini okutuyor. Olay kahramanı Sâra İstanbul da yaşamaktadır. Babası Erzurum da görev yapmaktadır. Dayı kızının düğünü dolayısıyla İstanbul dışındaki bir ada kasabasına gider. böylece Nermin’e yazmaya başladığı mektuplarla kitap asıl başlangıcını yapar. Şımarık büyütülüşü ve eksiksiz özgüveni neticesinde Sâra nın insanları kendine hayran bırakma konusunda bir saplantısı vardır. Nitekim gittiği bu kasabada da durum değişmez. Her yaz oraya kamp kurmaya gelen sporculardan biri olan homongolos sıfatlı Ziya sadece ona tepkisiz kalır. Ziya yaşadığı sevgisiz ve şefkatsiz çocukluğun etkisiyle kendini kadın düşmanı olarak yetiştirmiştir. Girdiği her cemiyette bunu açıkça dile getirmekten de çekinmez. Beraber yenen bir akşam yemeğinde bu tavrını aynen sürdürür. Bu da Sâra nın içinde bir intikam ateşinin yanmasına neden olur. Ziya yı kendine aşık edecek ve ona hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verecektir. Türlü planlar ve entrikalar neticesinde nitekim başarır da. Zafere son kala Ziya nın bir kaza da öldüğü haberi alınır. Böylece oyun yarı da kalır. Kitabın bu kısmında olaylara Ziya nın açısından bakılır. Çocukluğundaki olaylara,sebeplere inilir ve kadın düşmanlığının sebepleri bir bir aktarılır. Ve görülür ki Ziya gerçekten de Sâra ya aşık olmuştur. Son anda bunun oyun olduğunu anladığındaysa hayatına son vermekte bir sakınca görmez.
Sonuç :
Türk filmi tadında süren kitap peri masalı misali bitse daha tatlı olurda nazarımda. Kimi satırlarda Sâra da bir nebze kendimi buldum. Durum şu ki; illa bir oyun oynanacaksa dozajı iyi ayarlanmalı. Bir satranç tahtası değil mi zaten hayat. Plansız her hareket galibiyete sebebiyet.
3 Kelam Edilmiş...:
Duygulandım resmen :) Çok uzun zaman oldu okuyalı. Hatırlamak güzel oldu. Kalemine saglık
24 Ocak 2011 20:31sağol canım :)
25 Ocak 2011 09:11Allah razì olsun ciğerim
19 Mayıs 2014 17:08Yorum Gönder
Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)