Her zaman aynı şey oluyor. Siz de güzel bir kitap okuduğunuzda kendinize ''neden bu kitabı bu kadar beklettim?'' diye soruyor musunuz? Ya da siz sevdiğiniz için herkesin o kitabı okumasını istiyor musunuz? Benim başıma sıklıkla geliyor bu durum. Bazen okunmak için sırasını bekleyen kitaplara bakarım ve sayfaların arasında beni nelerin beklediğini düşünürüm. Hangi ülkelere gideceğimi, hangi karakteri seveceğimi düşünmek beni heyecanlandırır. Bu sefer Nijerya ve İngiltere'deydim. Yanımda da Batman kostümlü, dört yaşında komik bir çocuk vardı.
Küçük Arı'yı aldığımda beni etkileyeceğini zaten biliyordum.Kapağındaki yorumdan bunu anlamıştım. ''Bir sonraki Uçurtma Avcısı'' yazıyordu ve sevdiğim kitaplar listesinde üst sıralardadır Uçurtma Avcısı. Kitabın ilk sayfalarında yapılmış çok fazla yorum var.Hepside çok iddialı yorumlar. Bu durumda beklentiniz daha fazla oluyor. En azından bende öyle oldu.
Yine de ben bu kitabı çok sevdim. Hem hüzünlendiriyor, hem de güldürüyor. Ama bu yazarın güldürürken düşündüreyim amacıyla yaptığı bir şey değil. Çok etkileyici bir bölüm okuyorsunuz ama orada öyle bir detay var ki ister istemez hafif bir kahkaha atıyorsunuz. Özellikle bizim şu küçük Batman'in geçtiği satırlarda. Tartışmasız kitabın en sevdiğim karakteri Charlie'ydi. Nam-ı diğer Batman:). Bilmiş bilmiş konuşmaları, inatçı halleri beni mest etti. Ve Batman! Sen olmasaydın bu kitabın hiçbir anlamı olmazdı. Çünkü kitapta ki en vurucu cümleyi sen kurdun.
''Barış ne demektir biliyor musun Charlie?''
Charlie kafasını salladı.
''Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır.''
Charlie'nin bu cümlesiyle birlikte bir çok satırın, hatta paragrafın altını çizdim.Birkaçını paylaşmak istiyorum.
''..ölürken yara izi olmaz. Yara izi ''ben kurtuldum'' demektir.'' (syf21)
''Beynimin böyle korkunç ayrıntılarla dolu olmamasını dilerdim. Sadece ayakkabılar ve kırışık gizleyici kremlerle ilgilenen bir kadın olmayı isterdim.'' (syf 135)
''Macera nedir?Bu, maceraya nerede başladığınıza bağlıdır. Sizin ülkenizdeki küçük kızlar, çamaşır makinesi ile buzdolabının arasındaki boşluğa gizlenip, etraflarının yeşil yılanlar ve maymunlarla sarılı olduğu bir ormanda olduklarını hayal ederler. Ben ve ablam, yeşil yılanlar ve maymunlarla dolu ormanda bir boşluğa gizlenip, çamaşır makinemiz ve buzdolabımız olduğunu hayal ederdik. '' (syf 273)
''Uygar bir ülkede sizi bir tuşu tıklatarak öldürürler. Öldürme işi çok uzakta yapılır; uygarlığın kalbinde, bilgisayarlar ve kahve fincanları ile dolu bir binada.'' (syf 304)
Bir de kitabın sonunda yazarın yazmış olduğu bir cümle var ki.Bayıldım. Bunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Tam bir mütevazılık örneği.Yazarımız şöyle demiş;
''Romanın bütün başarısı bana yardımcı olanlara, hataları ise bana aittir.''
Genel olarak etkileyici ve akıcı devam etse de sonunda istediğim tadı alamadım. Kitap o kadar güzel ilerliyordu ki son sayfayı okuduğumda tamamen afallayacağımı hayal etmiştim. Yine de bu kitaba haksızlık etmek istemiyorum. Bence çok güzel bir dille yazılmış, çarpıcı bir kitap. Sonunun beni tatmin edip etmemesi önemli değil.Ben kendi kafamda bir son canlandırdım bile. Ah biz kitap delileri, huyumuz kurusun hayal gücümüz çok geniş :) Öyle değil mi?
Arka Kapak:
Dokuz parmaklı bir kadın, kostümünü hiç terk etmeyen bir süper kahraman, kimlik buhranında aklını yitiren bir adam ve Nijeryalı bir göçmen; Küçük Arı.
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buruk bir gülümseyiş... Derken coşkulu bir kahkaha ve hemen ardından kalıcı bir sızı... Ve sonra daha büyük bir kahkaha.
Kitap, içinden hızla geçip gidilen bir duygu tüneli.
Bu kitabı okuduğunuzda herkese anlatmak isteyeceksiniz. Bunu yaptığınızda, lütfen neler olduğunu anlatmayın; çünkü bütün büyü, olayların akışında...
Yaşamları acımasız bir şaka gibi kesişen karakterlerin size sunduğu sadece bir gülümseyiş; ama buruk bir gülümseyiş... Derken coşkulu bir kahkaha ve hemen ardından kalıcı bir sızı... Ve sonra daha büyük bir kahkaha.
Kitap, içinden hızla geçip gidilen bir duygu tüneli.
Bu kitabı okuduğunuzda herkese anlatmak isteyeceksiniz. Bunu yaptığınızda, lütfen neler olduğunu anlatmayın; çünkü bütün büyü, olayların akışında...