Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Murat Menteş/Ruhi Mücerret

Cuma, Ağustos 29, 2014

Esselamu aleykum dostlar,

Sevgili Murat Menteş'in son romanını okudum yenice. Alalı çok oldu ama sırasının gelmesini bekliyordu okunmak için :) Bende sabırsızlıkla bekliyordum açıkçası bir an önce sırası gelsin, okuyayım diye.
Nasıl bir zekaya sahip diye düşünmeden edemiyor insan bu adamı okurken...
Her cümlesi üzerinde düşünülerek yazılmış bir zeka ürünü gerçekten. İnsanı allak bullak ediyor, düşünmeye zorluyor, okuyup geçemiyorsunuz hiç bir cümleyi..


Murat Menteş çok iyi bir yazar, ben çok seviyorum. Bu kitabıyla da benim için nirvanaya ulaşmış durumda :) çok çok beğendim. Aksiyon, macera, aşk, komedi.. her şeyden biraz var bu kitapta. Okurken asla sıkılmayacak, her cümlenin altını çizmek isteyeceksiniz. 

100 yaşındaki istiklal gazisinin enteresan hayatı ve onun etrafında dönen oyunları eğlenerek okuyacaksınız :) Yaşamınızdan kesitlere Menteş'in sözleri damgasını vuracak bazen. Her zamanki gibi o enteresan isimler, mekanlar sizi güldürürken düşündürecek :) Yer yer Alper Canıgüz'den ve eski kitaplarından isimler, yerlerle karşılaşacaksınız. Ben Alper Canıgüz'ün üslubuna da benzetiyorum zaten Menteş'i. Ama hangisi hangisinden esinleniyor ondan emin değilim :) Okuyun bu adamı, pişman olmayacaksınız ;)

*Kalbin kararları bir, bilemedin iki saniyede alınır.

*Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinde tasdikleneni yap. İyiliği içselleştir.

*Evlilik dediğin, kadına dırdır etme yetkisi, erkeğe de somurtma imtiyazı veren kutsal bağdır.

*Şirinlik akla kibrit suyu döker ve samimiyetin kökünü kurutur.

*Biliyorum, kaplumbağayı yarış atına dönüştüremezsin.

*Gerçeğin acılığı öfke veya pişmanlıkla giderilemez.

*Bundan sonra şansım yaver giderse, ancak mezarımdan petrol fışkırır.

*İyi bir iş yaptığından yüzde yüz emindi ve... kesinlikle yanılıyordu.

*İnsanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir.

*Allah niyetlerimiz ile akıbetimiz arasındaki bağı rahmetiyle kursun.

Bu kadar yeter bence :) Kendiniz okuyun ve keyfi sonuna kadar yaşayın ;) 
Keyifli okumalar.

İhsan Oktay Anar/Yedinci Gün

Salı, Ağustos 19, 2014

Esselamu aleykum...

İhsan Oktay Anar okuyanlar bilir, onun derin deryalarında yol almak yorar insanı ama bu bir başkaydı gerçekten, 240 sayfalık görüntüsüyle sakın kolay lokma sanmayın, 500 sayfa okumuş gibiyim..

İhsan Oktay Anar, felsefe hocası. Bu kitabında bu yönü biraz daha baskın. Hikayeler, karakterler, tarih, o anlamını çözmekte zorlanacağınız cümleler, kurgular :) Sizi düşündürecek, üzecek, güldürecek zaman zaman.. 

Yazarımız yine çok araştırma yapmış ve ilmek ilmek işlemiş kitabına.. Bu kitabı sakın; yolda, otobüste, birilerinin yanında yada dinlenmek için okumayın, tam aksi kafanız ve ortamınız rahatken elinize alın ve yudum yudum okuyun, bi anda bitirmeye de çalışmayın, bırakın damla damla içinize işlesin :) Zira sonra kim kiminle ne yaptı diye düşünür geri sararsınız :)
Ben tam hakkını veremedim, aradan biraz zaman geçsin tekrar okumayı düşünüyorum.

Kitap üç bölümden oluşuyor; baba, oğul, hayalet... 
İlk iki bölüm biraz karmaşık gelebilir ama merak etmeyin, üçüncü bölümde düğümler çözülüyor ;)

*“Şileplerle getirdikleri malları paraya çeviren tüccarlar herhalde, fetihten sonra kiliseleri camiiye çeviren padişah kadar büyük fatihlerdi. Çünkü bu maceraperest adamlar gerçek birer bilgeydi. Konstantiniye fethedildikten sonra Ayasofya bir cemaat bulmuş, ama Filosofya bulamamıştı.”


*Bu arada Bevval, İhsan Sait’e gelip, ‘Efendi, bu gece de istihareye yatem mi?’ diye sorduğunda hem imanının sağlamlığı hem de göreceği rüyanın çıkacağı konusunda iddialı gibiydi. Diğerleri uykuya daldıktan sonra gerçekten de temiz kalbiyle bir abdest aldı. Lazım gelen duaları okudu ve besmele çekip yatağına uzandı. Sabaha karşı uyandığında doğruca patronunun yanına vardı. Heyecanla ona ‘Efendi! Efendi! Gece rüyamda bi gözel avrat gördüm ki dime gitsin! İyeşil gözlü! Endamlı. Guccağında da ziyah beyaz bi kedi var idi! Böyle gözel avrat görmedi heç!’ deyince İhsan Sait, Bevval’in suratına bir tokat çarparak zavallıya bağırdı: ‘Sus ırz düşmanı! O senin yengen olur!’


*“Zaten kader, bir memurun sabit geliri gibiydi: Fiyatlar yükselip alçalsa bile maaş, yani kader değişmezdi.


*“Çünkü ordu, bu harpte donarak ölen binlerce askerin cesedini, ancak yarım asır sonra toplayıp gömecekti. Vatanı uğruna yaşayan birine köpek, yine vatanı uğruna ölene de köpek leşi muamelesi yapmak, galiba bir devlet geleneğiydi.


*“Onun üstünlüğü, hiçbir üstünlüğünün olmaması.


Ha unutmadan söylemeden geçemeyeceğim, ben İhsan Oktay Anar'ın her kitabında ismini verdiği bir karakterin olmasına bayılıyorum! ^_^ 


Keyifli okumalar...