Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Dücane Cündioğlu/Hz.İnsan

Cuma, Şubat 27, 2015

Esselamu aleykum dostlar, Vakt-i Cuma hayr olsun :)

Dücane Cündioğlu benim yıllardır okumak istediğim fakat bir türlü nasip olmayan bir yazardı, alıntılarına denk geliyordum hep. Bi anda üç kitabını birden alıverdim. Ben yazılış sırasına göre okumaya çalışırım genelde, Hz. İnsan'dan başladım okumaya. Cündioğlu, biraz felsefik bir yazar, onu anlamak o kadar kolay değil. Kafanızın boş olması ve sakin bir ortam gerekiyor öncelikle, kitabın sayfa sayısı 124, ama ben yayarak okudum kitabı ve yaklaşık 4-5 günde bitirdim.

Kitap, başta insanı hedef alarak, yer yer kelimelerin kökenine inerek, farklı kültürlerden, dinlerden de örnekler vererek  manayı bulmaya çalışan, kısa yazılar içeriyor. Kitapta bolca yabancı kelime karşılayacak sizi, bir lügat, en azından sözlük yanınızda bulunsa iyi olur :) Anlamanız kolaylaşır diye düşünüyorum en azından. Ben yazarın aşinası olmadığımdan biraz zorlanarak okudum eseri, çünkü felsefeden pek hazzetmem. Ama içerik güzel ve faydalıydı, insanı sarsıyor bazı bölümler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra tekrar okuyup istifade edebilmeyi umuyorum :)

*Ey talip, asıl marifet kalbin secdesidir; âzaların secdesinden maksat da kalbi secdeye davettir.

*Denizin dalgaları, denizin her katresi yine denizdir; denize nispetle zâhiren bir hiçtir belki ama unutmamalı ki denizi deniz kılan yine o damlacıklardır.

*Fakr insanın özüdür.
Şöyle de diyebilirdik: insanın özüdür fakr.
Özünde fakir olanın gına, istiğna, gurur, kibir, tekebbür gibi sözde-gösterilere kalkışması ne acı!

*İnsan, ancak kendisine emek verdikçe, kendisine özendikçe insanlaşır, insanlaşabilir: kemâl-i sâni.
Hiçbir bitki bitkileşmez, hiçbir hayvan hayvanlaşmaz; lakin insan insanlaşır; zira ancak insan, kendi mertebesine ait yetileri ve yetenekleri (istidat ve kabiliyetleri) gerçekleştirdikçe, geliştirdikçe insan olur. Dolayısıyla insanlık olan/olunan bir şeydir.

*Basît olan çokluğun tam da aksine çırılçıplak dolaşırken saklanır, onu açık/apaçık olarak,yani doğal haliyle görmek çaba ister, emek ister, pek tabii bir de 'nasip' ister.


Bol istifadeli, keyifli okumalar dilerim.
Selam ve muhabbetle.

Harun Tokak/Suya Düşen Kan

Cuma, Şubat 20, 2015

Esselamu aleykum,

Merhaba dostlar afiyettesiniz inşaAllah, şükür ben iyiyim çok güzel bir eser okudum ve sıcağı sıcağına da sizlerle paylaşmak istedim. 

Kitabın kapağında da gördüğünüz üzere bir Ehl-i Beyt romanı eser. Efendimiz(s.a.v)'in hayatı ile alakalı çok eser okudum ama sonrasında neler oldu, hadiseler nasıl gelişti açıkçası çok bilgi sahibi değildim, o konularla alakalı okuduğum ilk eser bu. Çok sevdiğim bi arkadaşımın hediyesiydi bu eser, görmemiştim ben daha önce, buradan da teşekkürler :) 

Kitap Efendimiz(s.a.v)'in yaşadığı dönemden başlıyor ve torunu Hz. Hüseyin(r.a.)'ın Kerbela'da şehit edilişi ve Ehl-i Beyt'ten kalan kadınların ve çocukların hayatlarının kısa özetiyle sona eriyor. Efendimiz(s.a.v)'den hemen sonra Ehl-i Beyt'e neler yapıldığını okuyunca inanamadım, gerçekten yaşananlar çok üzücü, Ehl-i Beyt'e resmen bir kıyım uygulanmış ve türlü eziyet ve meşakkatlere maruz bırakılmışlar, hemde müslümanım diyenler tarafından... Efendimiz(s.a.v)'in ''Size Kur'an'ı Kerim'i ve Ehl-i Beyt'imi bırakıyorum, onlara iyi bakın'' dediği halde... 

*Allah için kurulmuş bu yuvada iyi geçinmek, istişare yapmak, birlikte karar vermek ibadetti. Ali ve Fatıma'nın yuvası bu yüzden yüzyıllardır evlatlarımızın nikâh dualarında anılır: ''Allah'ım! Bu çiftlere Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın sevgisini ver,'' diye dua edilir. Her yeni çiftin o sevgiye ulaşmak için örnek alacağı ilke ve yöntem o yuvadadır.

*Her kim ki ara yapar, birleştirir, düzeltir, ikilikten insanları kurtarırsa o bendendir.''

*''Mahşer günü gelince perdeler arkasından birinin; 'Ey mahşer halkı! Fatıma Binti Muhammed geçiyor! O geçinceye kadar başlarınızı eğiniz!' diye sesleneceği sessiz sultan, gecenin karanlığında Baki kabristanının tertemiz toprağına tevdi edildi.

*Sonra iki cennet reyhanı oğullarına son nasihatini yaptı; ''İkinize Allah'tan takvayı tavsiye ediyorum. Dünya sizi çok istese de, siz onu istemeyin. Daima hak olanı konuşun ve yetimlere merhametli olun. Kaybedene yardım edin, ahiret için iş yapın ve azık hazırlayın. Allah'ın kitabında olanla amel edin. Kınayanın kınaması sizi Allah'ın emirlerinden alıkoymasın.''

*''Nasıl olur? Seherlerde uyanıp Allah'a ibadet ediyor, Allah'ın Resulü'ne salat-u selam getiriyorsunuz, İmam Hüseyin, salavat getirdiğiniz Resulullah'ın torunudur, kendinize geliniz. İmam Hüseyin'e yardım etmeyecekseniz, bari zarar vermekten uzak durun... İmam Hüseyin'e kılıç kaldıran Resulullah'ın şefaatinden mahrum kalır...''

Allah'ın Resulü(s.a.v)'e, onun Ehl-i Beyt ve sahabelerine selam olsun. Rabbim şefaatlerine nail eylesin.

Keyifli okumalar,
Dua ve muhabbetle...

Necmettin Şahinler/Kur'an'da Kadın Portreleri

Perşembe, Şubat 12, 2015

Esselamu aleykum dostlar,
Bu kitabı sevdiğim bi blog arkadaşımda görüp not almıştım, fırsat bulunca da aldım, iyi ki almışım. Benim sevdiğim bir kitap oldu. Kitaptan bazı kadınları not aldım, daha ayrıntılı tanımak için başka kitaplar da edinmeyi istiyorum nasipse. Ha birde kitabın bir sürprizi var alanlarına, kitabı Cemalnur Sargut'un sesiyle de dinlemeyebilmeniz için cd hediyeli :)

Kitabın ismi Kur'an'da Kadın Portreleri'yse de anlatılan her kadının ismi Kur'an'da geçmiyor, Bazıları Peygamber Efendilerimiz'in eşleri, bazıları anneleri veya kızları.. İlgisi olan her insanın sevebileceği ve bilgi edinebileceği bir kitap bana göre. Kısa tanıtımlar var kitapta, yazar sanki sizinle konuşuyormuşçasına anlatıyor. Bazılarını iyi, bazılarını kötü yönleriyle.. Kitapta ismini hiç duymadığım kimselere de rastladım bu ilginç ve güzeldi. 


En sevdiklerimden,

*Çileler, hastalıklar, sıkıntılar, kayıplar Allah'ın kullarına bir cezası değildir Rahime. Çünkü Allah kullarına zulmetmez. Tam tersine idrak edebilenler için bu ıstıraplar, Allah'a ulaşmanın/yaklaşmanın fırsatlarıdır. Fakat nefsimiz bize bunu böyle göstermez Rahime; şeytanın da vesvesesiyle bizi yanıltır, yanlış konuşturur, isyan ettirir kimi zaman...


Keyifli okumalar,

Selam ve muhabbetle...