Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Seninim

Perşembe, Haziran 27, 2013


Bana sorarsanız bu kitap kapağı ve kapağında yazanla çelişiyor. Yazı beklentiyi gerilim yönüne doğru çekse de, kapak size hiç de öyle bir  şey vaat etmiyor.
Okuyunca kapağın vaat ettiği şeyin daha doğru olduğunu görüyorsunuz. Eğer gerilim beklerseniz elbette beğenmezsiniz. 
Ancak esas kızın güzel-entelektüel-eğitimli bir eskort olduğunu, esas oğlanın ise yakışıklı-zengin-karizmatik-ne istediğini bilen-ilk defa eskort tutan biri olduğunu bilirseniz ve ilk karşılaşmalarından itibaren yayılan elektriği de ben size söylersem artık beklentiniz doğru yönde olur.

+18 uyarısını da vereyim ;)

Kördüğüm

Çarşamba, Haziran 26, 2013


Heidi Betts'in üç kitaptan oluşan serisinin ilki.
İki rakip gazetecinin arasında yaşanan inatçı çekişmeden doğan romantizmi anlatan hoş bir kitap.
Romantik komedi tadında, oldukça fazla cüretkar sahnelerin yer aldığı rahat okunan tabir-i caizse yaz kitabı.
Deniz kıyısında şezlonga uzanıp elinize aldığınızda bir çırpıda bitecek ve belki de serinin diğer kitaplarını yanınıza almadığınız için pişman olacaksınız.
Bu linkte seriyi oldukça uygun fiyata bulabilirsiniz. 
Ama burada kitabın ilk kısmını okumadan almayın derim ben. Giriş; hem dili, hem içeriği bakımından kitabın geri kalanı hakkında çok iyi fikir veriyor.
Hoşunuza giderse ne âlâ! Yoksa, Dylan ve Ronnie yeter artık biraz ayrılın, diyebilirsiniz :)
Spoiler vermemek için uzatmıyorum artık ama sonunu özellikle beğendim. Seriyi okuyanların favorisi bu kitap. Ancak ben diğerlerini daha çok seveceğimi düşünüyorum nedense ;)

Yağmur Sonrası

Salı, Haziran 25, 2013

Mayıs ayına damga vuran kitap; Yağmur Sonrası.
Sarah Jio'nun dilimize çevrilen ikinci kitabı.


Roman, günümüzde doksanlı yaşlarını yaşamakta olan ana karakterimizin, torununa ikinci dünya savaşı sırasında, varlıklı bir hayat sürerken nasıl ve neden gönüllü hemşire olarak amerikan ordusuna yardım etmek için Tahiti'ye gidişini anlatmasıyla başlıyor.

Anlatımıyla zamanda yolculuğa çıkıyor, kah adanın havasından bunalıyor kah amber çiçeklerine büyüleniyorsunuz. İlerdikçe seviyor, küsüyor, kızıyorsunuz. Müdahele etmek istiyorsunuz.
Bazı konuların altındaki hikayeyi öğrenmeye can atıyorsunuz, bazı olaylar karşısında tüylerinizin diken diken olmasına karşı koyamıyorsunuz.

Çok severek okuduğum, elimden bırakamadığım kitabı birleriyle konuşmak için blog blog gezip yorum bıraktım-yorum okudum.
Tarih84 ile telefonda konuşup karakterler gerçekmişçesine dertleşip, dedikodularını yaptık :)
Gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap yani.

Yazarın "Mart Menekşeleri"ni henüz okumadım ama bir an önce okumak istiyorum. Siz ikisini de okumadıysanız, önce onu okuyun, derim ben.
Seri değil ancak Tarih84'ün bahsettiğine göre hoş bir sürprizi varmış.

Umarım yazarın tüm kitapları bir an önce böyle güzel çeviri ve hoş kapaklarla bizim ülkemizdeki yerini alır ^_^

Şeytan Ve Şair

Pazartesi, Haziran 24, 2013

Paris'te insanların, metroda bir durak için bile kitaplarını açıp okuduklarını öğrendiğimden beri, kitaplarımı yanıma alıyor ve oturabilirsem vesaitlerde, kısa mesafe demeden, midem bulanana kadar okuyorum.
Maalesef yollarda bir şey okuyamayan gruptayım.
Oysa zamanımızın çoğu yollarda geçmiyor mu?
Zamanla aşıldığını duydum. İnatla okumaya devam ediyorum.


Bu kitap 600 sayfa. Benimle gittiğim her yere geldi.
Ay şu bölüm bitmeden varmam inşallah, bile dedirtti.
Bu kitaptan bir tane de hediye etmiştim. Şimdi size, Seyhan'ın düzenlediği çekilişe neden katılmadım, dedirtecek  yorumum geliyor :)

Kitabın konusu ve hikayesi çok ilginç. Meşhur Shakespeare'in aslında eğitimsiz bir eser hırsızı olduğunu, Marlowe'un eserleri sayesinde ün ve paraya kavuştuğunu belgelerle anlatan bir roman. Kitapta bahsi geçen tüm belgelerin gerçekte var olması ve bu kitabın ingilizce yazılmasına rağmen ingilizce yayımlanmaması, İngiltere ve Amerika'daki yayınevlerinin temkinli davranması insanı ciddi ciddi düşündürüyor.
Tıpkı kitapta anlatıldığı gibi.

Öncesinde şu kitabı okumanızın büyük yararı olacağı kanaatindeyim. Sonra ise zaten bir çok kitaba merak salacak, araştırmak isteyeceksiniz.
Güzel bir kitap sizde başka başka kitapları okuma isteği oluşturur.

Bu arada, ben normalde kitapla verilen ayraçları ayırmam ancak, Arkadya Yayınlarının ayraçları püsküllü ^_^

Burada yeni bir kitap çekilişimiz var!

Akıl Ve Tutku

Pazar, Haziran 23, 2013


Jane Austen'in en popüler kitabı, desem doğrudur sanırım bu kitap için.
Okumayı çok istediğim ancak bulamadığım kitaplardan biriydi.

Hala basımı varken alın bence, çünkü basılıyor bir ara bulabiliyorsunuz, sonra tekrar ulaşılmaz oluyor.


Öncelikle kapak tasarımıyla bir kaç kelam etmek isterim.
Sevgili Olimpos Yayınları..
Tamam; kitabı basmışsınız, güzel indirimlerle de bize sunuyorsunuz, ama "Dünya Aşk Klasikleri" ne demek?!
Bugüne kadar böyle bir kategori duymamıştım, Jane Austen'ın birçok kitabı dünya klasikleri arasındadır.

Ya kapağa ne demeli? Bana ticari bir kaygıyla tarihi romans havası verilmek istenmiş gibi geldi - ki iki yüzyıl önce yazılmış bir kitaba böyle bir anlam yüklemek.. nasıl desem.. saçma.

Ama işte tam metin diyor, fiyat uygun, çeviri de güzel.

Bu kitapta Jane Austen iki kardeşi, iki kardeşin başına gelen olaylar karşısındaki tutumlarını anlatıyor ki birinin aklı diğerinin tutkuyu temsil ettiğini söylemek yanlış olmaz. İlk başlarda ismini Elinor ve Marianne olarak düşünse de kitap günümüze akıl ve tutku (veya kül ve ateş) şeklinde geliyor.
Orjinal ismi "Sense and Sensibility" olduğunu da yazalım.

Ben, bir Jane Austen sever olarak, kitabı beğendiğimi söylemeliyim. İlk yazdığı kitap olmamasına karşın ilk basılmasına şaşırmadım. Olaylar önceki kitaplarıyla kıyaslandığında daha kapsamlı ve düşündürücü.

Bu kitapla beraber yazarın yazdığı altı kitaptan okumadığım sadece iki tane kaldı.
Onları da dediğim gibi bulmak zor.. Mümkünse güzel kapaklı ve güzel bir çeviriyle okumak istiyorum.

Bir Yumak Mutluluk

Cumartesi, Haziran 22, 2013

Biliyorsunuz ben "Küçük Mucizeler Dükkanı"na bayılmıştım.
Bu kadar seveceğimi tahmin etmeden, okumuş olmak için başlamış, içimi kaplayan sıcaklığa şaşırmıştım.

Daha sonra Debbie'nin beş kitabının çok karlı bir şekilde satıldığı setine rastladım. Ve aldım!
İlk kitabı beklentim düşüktü diye mi bu kadar sevdim, yoksa diğerlerini sevmeyecek miydim?
Dedim ama fiyatı acayip makul olunca, hem Debbie'yle aramda gönül bağı olduğunu düşününce aldım ve nihayet 2. kitabının yorumunu yapıyorum.


Tam istediğim ve beklediğim gibi.
Yine heyecanlandım, üzüldüm, sevindim, kızdım.
Demek ki iyi birşey yapmış Debbie.
Elimden düşürmedim, hızlıca bitirdim.

Yalnız -SPOİLER- Lydia'nın Brad ile ayrılığı zorlama, barışmaları basitti.

Not1: Bir ilk olarak kitap alışverişimi hepsiburada.com'dan yaptım. Ve çok memnun kaldım. Kargo hızlı ve ücretsizdi. Setle beraber aldığım ve tedarik edilemeyen kitapları beklememek için set önceden gönderildi, bir kaç gün sonra da aldığım diğer kitaplar kargo ödemeden elime ulaştı. Hepsiburada kitap alışverişimden çok memnun kaldım anlayacağınız. Şimdi bakıyorum da benim aldığımdan 2-3 lira daha pahalı set, ama yine çok karlı ;)

Not2: Yazardan hep Debbie diye bahsettim çünkü o bir yakınım gibi. Bazen ölürse çok üzülürüm diye düşünmeden edemiyorum :(

Bir Yumak Mutluluk...
Kitabın arkasında yine Debbie'den not, bende yine acayip bir örme isteği var.

Ve Geri Kalan Herşey

Cuma, Haziran 21, 2013

PuCCa'yı yıllardır takip ediyorum.
Kendim blogger olmadan önceye dayanır onunla tanışmam.

Çok üzülürdüm onun için, güldürürken hüzünlendirirdi beni.
Eski sevgim, sempatim kalmadıysa da Özlem'in gönderdiği kitapların içinde bu kitap çıkınca çok sevindim.

Hemen elime alamadım ama elime alınca hemen bitirdim.
Herkes aynı şeyi söylüyor gerçi.
Eline aldın mı bırakamıyorsun. Bir kaç günde bitti.
Vakti olsa insanın aynı gün bile biter, yormuyor.
Pucca'yı hiç tanımayan birine kitabı nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum... Ama zaten hepiniz tanıyorsunuz;)

Bu arada gözlerimin dolduğu bir bölümde aynı zamanda kikir kikir gülüyordum. O da PuCCa'ya has bir başarı.

PuCCa ünlü olduktan sonra gazete ve dergilerde çıkan yazıları bana hep zorlama geldi. Blogtaki sıcaklığı bulamadım. Kitabında o şekilde bana soğuk geleceğini düşünüyordum ama aksine blogtaki samimiyeti buldum.
Bu ikinci kitabı.
İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası"  ve geçtiğimiz aylarda çıkan son kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"  isimli üç kitabı bulunuyor. Elimdeki kitap bitince üçüncüyü okumak istiyorum.

Okuyanus'un PuCCa gibi başka ünlü bloggerla da dizüstü edebiyat adı altına çıkardığı kitaplar da mevcut. Ama ben onları pek merak etmiyorum. Bir de çok pahalı bence :/

Can Boğazdan Çıkar

Perşembe, Haziran 20, 2013

Ben aslında karar vermiştim kitap almayacaktım. Ama babam önerdi bu kitabı. O kadar ısrarla okumamı istedi ki, internet siparişimi beklemeden gidip kitapçıdan almak zorunda kaldım.<br />
İnternetten alsam daha ucuza alacaktım ama kitapçı gezip kitaplara dokunarak seçmeyi de özlemişim.<br />
<br />
Bu kitap için okuma sıramı bozmaya hiç niyetim yoktu ama belli ki babamla aynı fikirde değildik. Bu kitabı okuyana kadar okuduğum bütün kitaplara laf etti.<br />
Baktım rahat edemeyeceğim okunacaklar listesinin üstüne taşıdım ve önce bu kitabı okudum.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://www.fantastikedebiyat.com/kitapresim/b/C129938.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://www.fantastikedebiyat.com/kitapresim/b/C129938.jpg" width="242" /></a></div>
<br />
Kitap, doğru beslenmeden sıkça yapılan ama aslında yanlış olan beslenme alışkanlıklarından ve kan grubuna göre beslenme şeklinden bahsediyor.<br />
<br />
İtiraf edeyim bu kitap için doğru kişi değilim çünkü çabuk etkilenirim. Ve kitaptan acayip etkilendim.<br />
<br />
Kitaptan yola çıkarak şunu diyebilirim ki hepiniz ama hepiniz yanlış besleniyorsunuz!<br />
Düşünün, sizin nasıl beslendiğinizi nerden bilebilirim, ama eminim ki hepiniz yanlış besleniyorsunuz.<br />
<br />
Hemen bir örnek vereyim. İnsanın günlük yemek ihtiyacı, diyor Mehmet Ali Bulut, kendi yumruğu kadardır.<br />
Bırakın günlüğü, bir öğünde yediğimiz bir çeşit bile yumruğumuzdan fazla. Kaldı ki bir çeşitten fazla yedimiğimizi söylersem yanlış olmaz sanırım.<br />
<br />
Hepiniz yani hepimiz yanlış besleniyorsunuz derken bunu kastettim :)<br />
Daha neler neler... tek tek yazmayacağım size. Alırım, okur uygularım diyorsanız, ne ala! Yararını göreceğinize eminim.<br />
Ben de ciddi bir takıntı oldu, yemek yerken veya su içerken saate bakıp sonraki yiyeceğimi ona göre ayarlamak.<br />
Zavallı annem, babam yetmezmiş gibi bir de benle uğraşmak zorunda kaldı. Onu yemem, bunu yemem, şimdi yemem, bu bizim kan grubumuza iyi gelmiyor, falan..<br />
<br />
Her şey bir tarafa. Zaten çok lanet bir kan grubumun varmış ne seviyorsam yasak ama hamsinin benim kan grubuma yaramadığını hatta zararlı olduğunu görünce yıkıldım!<br />
Her yasağa uysam da buna uyamam!<br />
<br />
<b><span style="color: red;">Not: </span></b>Kitabın arkasında hangi kan grubuna ne yarar ne yaramaz diye bir liste var. Devamlı listeyi kontrol ettiğim için kitabı birine hediye ettim :)<br />
<b><span style="color: red;">Not2:</span></b> Yazarın buradaki uygulamalarla 35 kilo verdiğini ve bir çok rahatsızlığından kurtulduğunun altını çizelim ;)

Psiko Analist

Çarşamba, Haziran 19, 2013

Artık okuyup da yorumlamadığım kitap varsa bilemiyorum.
Taze taze yazmayınca böyle.
Uzun süre oldu bu kitabı okuyalı.
Hoş yorumlamasam ne olacak, ama işte benim için de iyi oluyor.

Hem sonra siz de bana çok gaz veriyorsunuz.
Sen oku dersen okurum, demeler, sadece senin önerdiğin kitapları okuyorum, demeler falan.
Yapmayın böyle, çok umursuyorum sonra kendimi :)


Kim önerirse önersin öncelikle tarzınız mı değil mi ona bakmalısınız.
Benim gibi her önerilen kitaba atlamayın, ama işte ben de hep aynı tarz olmasın diye her telden çalmaya çalışıyorum. Huyum bu.

Bu kitap türünü sevenlerin hoşuna gidebilecek bir kitap.
Türü için ben psiko-gerilim yakıştırmasını uygun gördüm.
Kitabın en güzel yanı, tam bitti dediğiniz yerde tekrar başlayıp sizi şaşırtıyor olması.

Tek düze bir hayatı olan psikoanalist Dr. Starks'ın doğum gününde aldığı bir notla hayatının alt üst olması ve bu durumla başa çıkmak için verdiği savaşı konu alan, beni şaşırtmayı başaran bir kitap.

Coco Chanel Efsanesi Ve Hayatı

Salı, Haziran 18, 2013


Öncelikle belirtmem gereken şey ise bu kitabı sadece meraklılarının okuması gerektiği.
Belgesel tadında, Gabrielle Chanel'e dair istemediğiniz kadar bilgiyi öğrenebileceğiniz bir kitap.

Fotoğraflar da cabası!

O Fotoğraflara baktıkça ne kadar kendime benzettim bilemezsiniz. Güzel bir kadın olmadığı için gönül rahatlığıyla yazabiliyorum. Övmüyorum kendimi bu sefer yani :)
Maskülen bir tavrı var. Erkek çocuğu gibi.
Erkek gibi yakıştırmasını kendim için de çok kullanırım. Büyük ihtimal erkek doğacakmışım ama Allah anneme acımış..

Bir sigaram eksik benim! Onunsa her fotoğrafta bir sigara. Nasıl bu kadar uzun yaşamış hayret?!

Dediğim gibi sadece gerçek meraklılarına tavsiye edebileceğim bir kitap..

Maya- Leyla İpekçi

Pazartesi, Haziran 17, 2013


Kahramanı çocuk olan hikayelere hiç dayanamıyorum. Bunu artık iyice anladım.
144 sayfa olan bu kitap mayanın kendi ağzından anlatılıyor.
Neden sorunlu bir çocuk olduğu çocuk masumluğuyla gözler önüne serilirken içiniz burkuluyor.
Artık düzeldi dediğiniz yerde hüznün asıl şimdi başladığını anlıyorsunuz

144 sayfaya çok şey sığdırmış Leyla İpekçi.
Elimden bırakmadan bir oturuşta bitirdim ben.

Bu ara kitap okuyamayanlara özellikle tavsiye ederim, hem akıcı, hem kısa.
Hem de 'bir kitap' bitirmiş olacaksınız ve vicdanınız biraz rahatlayacak.

Biliyorum ben sizi ;)

Lütfen Anneme İyi Bak

Pazar, Haziran 16, 2013



Bu kitabı almam için yazarın Güney Koreli olması yetti.
Güney Kore filmleri ile başladığım Güney Kore sevdasına, kitaplarıyla devam ediyorum ve yanılmıyorum.
Kitabı 2 günde bitirip çok seviyorum.

Yeryüzünde en çok annemizi sevdiğimizi söylersem yalan olmaz sanırım.
Ve yine en çok onu kırdığımızı söylersem...
Maalesef öyle. Nazımız ona geçtiğinden sanırım en çok onu kırıyoruz.

Kitabın konusu ise kaybolan bir annenin ardından yaşanan pişmanlıklar.
İddia ediyorum roman kahramanlarının yerine koysanız kendinizi aynı pişmanlıkları yaşarsınız.

Sadece çeviri konusunda tereddütlerim vardı. Ama hayır, çok şükür gayet rahat okunan güzel bir kitap çıktı.
Bence yaz bitmeden alın, sıkılmadan okuyun ;)

Sultanı Öldürmek

Cumartesi, Haziran 15, 2013


Ahmet Ümit'in kitapların için ben,
sağ gösteriyor-sol gösteriyor ve kafa atıyor, diyorum.

Yine koşturuyor düşündürüyor sizi ve sürpriz sonla, vayy, dedirtiyor.

"Sultanı Öldürmek"teki anlatıcı tarihçi Müştak  Serhazin'i,  Kukla kitabındaki gazeteci Adnan'a benzettim ben.
Onun gibi iç hesaplaşmaları bitmeyen bir karakter. Sonra Ahmet Ümit twitter hesabında bundan bahsetti.
Sadece bana öyle gelmemiş yani.

Ve gelecek kitapta anlatıcının Başkomiser Nevzat olacağının sinyallerini verdi ki, bu benim için çok sevindirici bir haber;)

Kitap hakkında çok yorum okumuşsunuzdur hatta belki kitabı okumuşsunuzdur :)
Okumayanlara tavsiyem okumaları yönünde olacaktır.

Mino'nun Siyah Gülü - Hüsnü Arkan



Gamze'nin tavsiyesiyle sepetime attım  bu kitabı.
İçinden bir cd çıkıyor aklıma gelmişken arka fonda o çalsın :)
Bir de Kırmızı Kedi Yayınevinin kitaplarından seçmeler var.
Güzel reklam. Sevdim. Onayladım. Ordan da bi' kaç kitap seçtim ;)

Kitabın yazarı: Hüsnü Arkan. Adını değilde sesini kesin tanırsınız. Ezginin Günlüğünün Solisti.
"Sevdadandır dedi annem aldırma..."
"Bana bi' koca lazım" diyen değil yani ;) - ay burda çok güldüm siz de güldünüz mü?-

Hüsnü Arkan'ın ilk kitabı da değilmiş bu arada.
Hayatta bilmediğimiz ne çok şey oluyor, değil mi?
Tıpkı yaşamayanların anlayamadığı 80 darbesi gibi.
Tek suçu bir şeylere inanmak olan gencecik insanlar.. Ne hayatlar sönmüş o zamanlarda.
Nasıl çaresiz kalmış anneler.
Boşuna yazmıyorum bunları, kitapta bundan bahsetmiş; bir yerde kesişen, farklı insanlardan alt metin gibi gözüken darbeyle yiten hayatlar..

...oysa insan bir kaç kitap kurtarmak uğruna yok olmayı göze alabilmeli...