Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Kayıp Gül - Serdar Özkan

Perşembe, Kasım 25, 2010

merhabalar,

şu an hakkında yazmak istediğim kitap, yanda  gördüğünüz üzere 'Kayıp Gül'.. bir arkadaşımın rafında görüp kapağının cazibesine kapılmıştım ( o kitapta yan taraftakindeki gibi beyaz bir blok yok).. her ne kadar 'uluslararası bestseller' ifadesine şüpheci baktıysam da bir okumak lazım diyerek ödünç aldım.. kapaktan ve 'bestseller' ifadesinden sonra dikkati cekense kitabın arkasına, önüne yani müsait görülen her yere beklentiyi yükselten bir sürü olumlu yorum yazılmış olmasi.. almanya'daki kitaplarda bu yillardir yapiliyor.. arka kapakta 2-3 lafina sözüne itibar edilen kisi veya gazete-derginin olumlu eletirisine yer veriliyor.. ama abartmayi seven bizim milletimiz bu konuda da vurmakla kalmayip öldürüyor.. 2-3 sayfa övgü dolu sözler, hepsini pespese okuyunca zannedersiniz ki dünyanin en önemli kitabini elinizde tutuyorsunuz.. daha önce okudugum 'Bir Gün' isimli kitaptada bu böyleydi, 'Kayip Gül'de de öyle.. haliyle bu kadar övgü dolu sözlerden sonra sizin de beklentiniz yükseliyor.. ve maalesef cok satsin diye yerlestirilen onca övücü yorumlardan sebep, sonuc hayal kirikligi oluyor.. bu yüzden sevgili yayinevleri, illa ki yapacaksaniz bu isi bir iki degerli yoruma yer verin yeter, gerisini okuyucuya birakin lütfen!!

gelelim kitap hakkinda söylemek istediklerime.. kayip gül, akici bir üslupla yazilmis ve cabucak bitiyor.. kitapta cevresinin etkisinde kalan ve zamanla artik kendini kendisi yapanin cevresi ve popülaritesi olduguna inanan ve onlarin beklentilerine göre yasamaya baslayan bir genc kizin 'kendini bulma' süreci anlatiliyor.. bu sürecte en büyük rolü annesi oynarken, gül bahcesine yolculuk ve dinledigi hikayeler de bu yolculuguna ivme kazandiriyor..

Kayip Gül'ü kiyaslandigi kitaplarin (Kücük Prens ve Simyaci'nin) cizgisinde ve hatta onlarin etkisinde diye nitelendirebiliriz.. ama onlarla boy ölcüsecek bir yetkinlige sahip oldugunu düsünmüyorum.. evet konusu güzel, güzel bir hikaye icinde de anlatilmis verilmek istenen mesaj.. ama yeterince ustaca islenememis.. birazdan paylasacagim güzel cümleler ve ifadeler mevcut olsa da, daha carpici ve vurucu olmaliydi 'kendini bulan' bir insanin öyküsü.. bu yönüyle beklentisi ve citasi yüksek okuyucuyu tatmin etmeye yetmedigini düsünüyorum ve kitap hakkindaki okudugum diger yorumlardan da bunu cikariyorum.. ama cok fazla okumayan, belki okumaya yeni baslayanlar begenerek okuyabilir.. hatta onlara tavsiye edilir..

kitap bana ait olmadiginda altini cizemedigim bir kac cümeyi de paylasmak isterim buradan :)

* kendini özel hissetmek icin ihtiyacin olan tek sey kendinsin.

* (pervanenin) isiga dogru telasla kanat cirpmasi, onu cepecevre kusatan losluga bir isyandi sanki. belirsizlige isyandi. isikta eriyip gitmeyi bir ömür boyu karanlikta ucmaya tercih etmisti o.
  

* görmek icin sadece gözlerimi kullansaydim, kaybolurdum karanlik dünyanizda.
 
* resim yapiyordum zaten, sorun zamansizlik degildi. sorun yaptigim her yeni resmin bir öncekini aratiyor olmasiydi. sonucta, ben de her ressam gibi, tuvale icimi boyuyorum. bu boyanin her gecen gün solgunlastigini fark etmeye baslamistim. eski renklerim icin ayrilmak zorundaydim kisacasi.


* "sonunda kendimden baska bir sey icin sevilerek cezalandirilmak istemiyorum"
   "ne? kim kimi neden seviyor ve kimi cezalandiriyor?"
   "eger benden harvard'da okudugum icin hoslanacaksa, hic hoslanmasin daha iyi. ben egitimim   

    degilim cünkü. zekam degilim, iliskilerim degilim, isim degilim. bunlarin toplami da degilim."
   "kim oldugunu biliyor musun peki?"
  "ben sadece.. ben sadece benim."

* kimi insanlar tanri'nin gündelik meselelerimizle ilgilenmeyecek kadar büyük ve yüce olduguna inanirlar. oysa O büyük ve yüce oldugu icin bizim en kücük meselelerimizle dahi ilgilenir.


mutlu günler efendim :)

9 Kelam Edilmiş...:

Kalbişeker dedi ki...

Popüler olan çok satan kitapları okumayı sevmiyorum ama tatile giderken yolda satın almıştım..Konu güzel ama acelece yazılmış gibi.. 40 dile mi çevrilmiş ne buna değecek kadar değerli bir kitap olduğunu düşünmüyorum..Çok satanlar listelerinin başına çıkacak ne gördü bizim insanımız bu kitapta anlamadım hiç..Kitap kapağına vurulup mu alıyorlar acaba!

25 Kasım 2010 14:05
Adsız dedi ki...

bende meleğe katılıyorum.Hürriyet'te de böyle bir yazı okumuştum zaten.Güzel ama abartıldığı kadar değil.Reklamı sağlam diyelim.

26 Kasım 2010 15:11
s'ius dedi ki...

bende üstündeki etiketten etkilenerek okumuştum bu kitabı.. içerik olarak fena sayılmaz aslında.. ancak bahsettiği gibi bir bestseller olma ihtimali bence yok! biraz vasata yaklaşan bir kitap için son derece cafcaflı bir kampayna.. üstüne hürriyet'te ezgi başaran'ın yazısını görünce de ister istemez soğudum kitaptan.. ancak okunalir yani..

hürriyet'teki yazı için bakabilirsiniz saygılar :) >>> http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12887668.asp?yazarid=341

5 Aralık 2010 13:59
Books and The Series dedi ki...

bu kitabı cok merak ederek almıştım ben de fakat sıkıldım , arkada yazanlar kadar , bahsedildiği kadar etkileyici bir kitap değil , sonunda noldugu da merak konusu Mary'yle bulustular mı noldu bilmiyoruz acaba 2. kıtap mı gelecek diye dusundurttu.

http://kelebebek.blogspot.com/

2 Ağustos 2011 11:18
Adsız dedi ki...

aynen arkadaslara katiliyorum bende büyük ümitlerle aldim kitabi :)
ama malesef hayal kirikligina ugradim arkadasimin taviseyi üzerine almistim onun cok hosuna gitmis ama bende tam tersi bir etki yapti :)
hikaye güzel ama birseyler eksik diye düsünüyorum

10 Ağustos 2011 00:47
Adsız dedi ki...

Mary'e ne oldu bilemiyoruz demişsiniz. aslında mary de aynı kişi. babası kızına mary diye sesleniyor. marydan gelen mektuplrdda aslında annesinin arkadası tarafından gonderiliyor...

12 Nisan 2012 01:34
Özlem Karapınar dedi ki...

Kitabın bestseller olarak sunulması dünyada okunanlar listesi beklentimi yüksek tutmuş olsa da, bunu bir kenara bırakarak okuduğumda yorumlarımı burada yazdım. İlgilenenler bir dakikanızı ayırırsa neden sevdiğimi ya da sevmediğimi görebilir.

http://www.kitapsohbetcisi.com/2012/06/sohbet-kayp-gul-serdar-ozkan.html

21 Haziran 2012 22:02
Unknown dedi ki...

Kitabı okudum.Aslında başında sıkılmaya başladım masal desen değil roman deseen değil kendini kaybetmiş bir tür.Ama inat ettim sonunu göreyim dedim, madem bu kadar reklamı yapılmış 40 dile çevrilmiş.Sonunu görünce aha anca birşeye benziyordu bitti dedim.:)
Evet sonuç reklamı iyi yapılmış ve bu sayede çok satanlar lisesine çıkmış bir kitap

11 Temmuz 2013 02:25
Unknown dedi ki...

Kitabı okudum.Aslında başında sıkılmaya başladım masal desen değil roman deseen değil kendini kaybetmiş bir tür.Ama inat ettim sonunu göreyim dedim, madem bu kadar reklamı yapılmış 40 dile çevrilmiş.Sonunu görünce aha anca birşeye benziyordu bitti dedim.:)
Evet sonuç reklamı iyi yapılmış ve bu sayede çok satanlar lisesine çıkmış bir kitap

11 Temmuz 2013 02:33

Yorum Gönder

Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)