Kitap her
karakterin kendi ağzından hikayesini anlatmasıyla ilerliyor, ama siz
bunu farkedemeyebilirsiniz çünkü üslup aynı, bazen kimi okuduğunuzu bile
unutup başlığa geri dönebilirsiniz :) Ben romanlarda herkese eşit rol
verilmesinden yana değilim, belli bir kişi olsun, olaylar onun etrafında
dönsün isterim, sonra kimin eli kimin cebinde şaşırabiliyor insan. Bu
kitapta da öyle, belli bir kişiye odaklanmışken hoop anında başka bir
hayata dibinden başlayabiliyorsunuz, bu tarzı pek sevmiyorum dediğim
gibi. Olaylar ve kişiler son tahlilde buluşuyor tabii.
Birde bazı
bölümlerde her karakterin ağzından argolu ifadeler okuyoruz ve bu da
benim pek sevdiğim bir durum değil, olmasa daha güzel olurdu ;)
Yazar araştırmacı kimliğiyle de öne çıkıyor, bize tarihten de o kadar çok bilgi sunuyor ki, hayran olmamak elde değil.
İddia ediyorum, bu
adamı seveceksiniz :) Sayfa sayısı da oldukça kararında, doyurucu. Aşk,
aksiyon, komedi, her şey var bu kitapta.
Altını çizdiğim çok
bölüm var, zaten bir yerden sonra çizmeyi bıraktım, o kadar çok ki :)
Sizler için en en favorilerimden alıntı yaparak yazımı taçlandıracağım;
* Gelgelelim, Şebnem yapma çiçeklerin arasındaki sahici gül'dü...
*Mezarlık, dünyanın maketi.
*Bildiğim bir şey varsa, talih ve talihsizlik, aynı kuyudaki iki kovadır.
*''İnsan bu dünyaya ağlayarak gelir, yeterince ağladıktan sonra da ölüp gider.''(William Shakespeare)
*Gaybı yalnızca Allah bilirdi.
*Eğer bana olan şeyler ona da oluyorsa, kendi çapımızda bir kıyamet koparacağız demekti.
*Onunla her saniye bir ilkti.
*Ona aşık olmak, cehennemde çakmaklara gaz doldurmak gibi bir şeydi.
*Herkes
bir yığın soru soracak: 'Ne iş yapıyorsun?', 'Evlenmeyecek misin
artık?' Sanki ben çalışmasam aç kalacaklar, evlenmesem onlara sıra
gelmeyecek.
*Şebnem, akide şekerim, saraya sızmış lunapark balerinim.
*Şebnem, kalbimden senin kalbine balyozla bir pencere açayım.
*Şebnem, her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım.
*Dünyada sahtelik kadar gelişim gösteren başka bir şey yok.
*Öpüyorum gülüşünün bütün kıyılarını.
*Birisi 'Evet' desin, 'seni anlıyorum, Aynı dert bende de var.'
*'Saçmalamayı bırak. Bir şapkayı beğenince onu kafana çiviyle çakıyor musun?' 'Yani?' 'Evlenme.'
*''An'ın tadını çıkarıyordum. Tıpkı paraşütü açılmayan bir paraşütçünün rüzgarın tadını çıkardığı gibi.'' (Calogero Cavataıo)
*Annemin tebessümü, ışın tedavisi gibi, ruhumdaki kanserli hücreleri yeniliyor.
*Kurt
Vonnegout'un da dediği gibi ''Dünya, uzaylıların akıl hastanesidir.''
Moron değilseniz, böyle bir gezegende iyi olunamayacağını bilirsiniz.
*Cehennemi boylamayı göze almış olmanın rahatlığıyla hareket ediyoruz.
Benim aklım Fu'da kaldı, ondan farklı atılımlar bekliyordum ama olmadı, nasip :)
Keyifle inşaAllah...
Murat Menteş/Korkma Ben Varım
In đerkenαя, In Korkma Ben Varım, In murat menteş, In RomanSalı, Ocak 14, 2014
Related Posts:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Kelam Edilmiş...:
Yorum Gönder
Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)