Baş Kitabımız

Baş Kitabımız

Dostlarımız

Dostlarımız

Kütüphanemiz

Kütüphanemiz

Kitaplarımız

Kitaplarımız

Benim Hüzünlü Orospularım - Gabriel Garcia Marquez

Cuma, Şubat 25, 2011


Benim Hüzünlü Orospularım, ilk Marquez kitabımdı..Yine ince bir kitap olmasından faydalanarak bir gecede bitirdim..Özlemişim kitabın kapağını açıp bitirene kadar kapatmamayı..İş hayatına başladım başlayalı işte böyle ince kitaplarla kendimi avutuyorum:)..Öğrenciyken öyle miydi?..Hele ÖSS döneminde ''amaann barajı geçsem yeter, önemli olan yetenek sınavı'' deyip, sabahın köründe balkona kurulup, güneşin arada bir gerçekleşen istilasından kaçarak günde 2 kitap bitirirdim..Yine de okul hayatını hiç özlemedim..Çenem düştü yine:)

Gelelim kitabımıza..Karakter, yaşlı bir gazeteci ve yaşamı boyunca parasını ödemeden bir tek kadınla bile birlikte olmamış..Doksanıncı yaş gününde bakire bir kızla birlikte olmak istiyor ve ondan sonra yaşlı gazetecimizin yaşlılık, ölüm ve cinsellik üzerine düşüncelerini okuyoruz..Lüsyen'i bitirdikten sonra yaşlılık ile ilgili günlerce düşünmüştüm..Dün gece de tüm o düşündüklerim yine yeryüzüne çıktı ama uykum düşünmeme pek müsaade etmedi..İyi de oldu zaten sonra garip garip şeyler geliyor aklıma :)

Kitabı sevdim fakat Marquez'in çok daha etkileyici kitapları olabilir diye düşünüyorum..Bunu ilerleyen zamanlarda, daha fazla Marquez okuduğumda anlayacağım...Kitaplığımda ''Albaya Mektup Yok'' sabırla sırasını bekliyor..

Arka Kapak:
Bu roman, Gabriel García Márquez'in, on yıl önce yayınladığı Aşk ve Öbür Cinler'den sonra yazdığı ilk roman. Yüzyıllık Yalnızlık yazarının bu yeni yapıtının kahramanı, daha önceki romanlarının kişilerine hiç benzemiyor. Benim Hüzünlü Orospularım'ın başkişisi, yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazeteci. Yalnızlığının çaresini gündelik, sıradan ilişkilerde aramış bu çirkin ve çekingen ihtiyar, 90. yaşgününde kendine hiç alışılmamış bir armağan vermeye kalkışır. Eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesini arar, el değmemiş bir genç kızla birlikte olmak istediğini söyler. Patroniçe, onun bu istediğini yerine getirecek, ama yaşlı adam her ziyaretinde 'uyuyan güzel' Delgadina'yı seyretmekle yetinmek zorunda kalacak, yaşamının güzünde kendisine böylesi bir oyun oynayan yazgısına boyun eğecek; ne ki bu ayrıksı ilişkiden o güne değin hiç tatmadığı bir aşk doğacaktır. García Márquez, bu romanında, yaşlılığın hüznünü olağandışı bir aşkın coşkusuna dönüştürüyor. Belki de ölümü güzelleştirmek için... Ustanın bu yeni romanı yaşlılığa, cinselliğe, aşka ve ölüme bir güzelleme. 

0 Kelam Edilmiş...:

Yorum Gönder

Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)