Ben bu kitabı n'aparım biliyor musunuz? Yerim. Kitabın ismi bile yemelik değil mi baksanıza? Ve ben tam 6 sene kitaplığımda kimsesizliğe, yalnızlığa terk etmiştim bu masalsı kitabı. Ama şimdi okunan diğer arkadaşlarının yanında mutlu ve pek bir yakıştı oraya. :)
2005 yılında Tüyap Kitap Fuarı'ndan almıştım. O gün kardeşimle babamı resmen sömürmüştük. Ne güzel bir gündü. Bu arada fuara da az kaldı millet. Ne kadar uzaklığından, kalabalığından şikayet etsek de bir yanımız oraya gitmeyi hep istiyor değil mi? O gün aldığım bir diğer kitaba da bugün başladım. Yan tarafta fotoğrafını gördüğünüz korkunç isimli kitap.
Saklı Ülke, adı üstünde saklı bir ülke. Orman cinlerinin, dans edip ışık saçan perilerin ve Dünya'nın koşturmacasından usanıp oraya taşınan normal insanların ülkesi. Oliver ve Terry tesadüf eseri Saklı Ülke'ye giriyorlar ve macera başlıyor. Onlara ülkede yaşayan sarı saçlı tatlı bir kız, Sabrina eşlik ediyor.
Anladığınız üzere bu bir çocuk kitabı. Sürü'den sonra o kadar iyi geldi ki anlatamam. İki dakikada 5-6 sayfa okuyabildiğim için çok mutlu oldum :) Aslında 1-2 günde bitirebilirdim ama ben bu çocukları çok sevdim ve onlardan ayrılmak istemedim.O yüzden yavaş yavaş okudum. Ama maalesef her kitabın olduğu gibi Saklı Ülke'nin de bir sonu vardı ve bitti :( Sinemaya uyarlanmış ama rastlayamadım. İzlemeyi çok isterdim halbuki.
Benim aklım Saklı Ülke'de kaldı. Hadi görüşürüz.
Arka Kapak:
"Önce bir sis gördüler. Çayırın üzerinde dolaşan hafif bir sis çemberi. Bu sis çemberi yavaş yavaş açılarak, yaşlı diş budak ağacının etrafında dönmeye başladı. Ses iyice artmıştı. Belirli bir melodi değildi bu, bir mırıltı gibi ve dalga dalga yükselen bir şey.Sonunda sesler kulakları sağır edecek yüksekliğe ulaştı. Çocuklar ellerini kulaklarına bastırarak, büyülenmiş gibi seyretmeye başladılar.Sislerin içinde yüzlerce, hatta belki de binlerce küçük siluet belirmişti. Hafif ve şeffaftılar. Hepsi de tıpatıp birbirlerine benziyorlardı. Örümcek ağı gibi ince kıyafetleri vardı. Minik ayaklarıyla ağacın etrafında dönerek dans ediyorlardı. İnanılmaz güzeldiler. Çocuklar bütün önlemlerine rağmen kulaklarına sızan o tek düze müziğin etkisiyle büyülenmiş gibiydiler. Sislerin arasından durmadan yeni su perileri çıkıyordu.Birkaç su perisi çocukların saklandıkları yere oldukça yaklaşmış, kocaman parlak gözlerini onlara doğru çevirmişti, sanki çalılıkların içini görebiliyor gibiydiler. Yakından bakıldığında yüzlerinin birbirinden farklı olduğu ayırt edilebiliyordu. Ama hepsinin yüzünde aynı uzaklık ve oyuncak bebeklerde görülen o donuk ifade vardı. Yüzlerinde, o tek düze melodiyi çıkaran ağızlarının dışında hiçbir şey hareket etmiyordu. Çocukların olduğu çalılığa yaklaşan su perileri tekrar ağacın etrafında dönen gruba katıldılar.Gittikçe daha hızlı dönüyorlardı ve sonunda, tek tek ayırt edilmelerinin imkânsız olduğu bir hıza ulaştılar. Artık ağacın etrafında dalgalanan bir tül gibiydiler. O tül, yavaş yavaş mavi bir renk aldı, sonra her bir çevrimde rengi açılarak beyazladı ve en sonunda öylesine parladı ki, çocuklar gözlerini kapatmak zorunda kaldı..."
Related Posts:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 Kelam Edilmiş...:
Hello, thіѕ wеekend is good designed for me,
10 Mart 2013 02:25for the гeason that thiѕ moment і am rеаding this fantastic infoгmative post here
at my resіԁеnce.
Have a look at my ρage :: Seopressor V5
Yorum Gönder
Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)