İskender Pala hep yazsa ben hep okusam, bu romanda yunusu okudum, taptuk emreyi, hacı bektaş veliyi, mevlana hz'ni , ilyas babayı, geyikli baba'yı erenleri ahileri, moğolları orta çağı okudum. okudummu yaşadım mı bilemedim. Ama hiç bitmesin istedim.
Sararmış otların arasından mini minnacık sarı bir nergis gözüme ilişti. dalından kırılmış altın sarısı bir güzellik damlası. yaklaştım niyazabad'dan bu yana ellerimdeki şifayı hiç kullanmamıştım. çok şükür buna ihtiyaç da olmamıştı. nergsceğiz hayretle bakan bir gözü andırıyordu. elimi uzatınca hal diliyle bana yarasını gösterdiğini hissettim. 'seni burada kim görecek ki bu kadar güzelsin?' diye geçirdim içimden. 'Seni buraya kim gönderdiyse o' diye bir fısıltı duydum. çevreme bakındım kimse yoktu. o halde şu çiçekmiydi konuşan, şu sarı çiçeğin sesi miydi duyduğum. sonra kendine gel yunus tenhalarda bunca başına buyruk dolaşırsan sesler duymaya başlarsın. diye toparlandım. aklıma bir soru takıldı:' kadir mevla'mın hikmeti, bu çiçek burada kimin işine yarayacak, kimin derdine şifa olacak ki?' hayret, bu sefer duyduğum sesten emin idim konuşan aynı sesti. Üstelik soruma bir de karşılık veriyordu. 'derviş baba, yoksa sence bir ceylana göz kulak olmak az şey midir?' Besmele çektim, birkaç ayet okuyup avucuma nefes ettim. ellerimi birbirine sürtüp yerden bir miktar nemli toprak aldım. mataramdan bir damla su ile çamur eyledim ve muhammed mustafa' ya salavat ile sarı nergisin dalını ovalamaya başladım.
'A beyazdan beyaz nakışlı güzeller güzeli, a kudretin ıtır damlası, yoksa benzin hastalıktan mı sararmıştır?'.
ne sen sor derviş baba, ne ben söyleyeyim. cılız gövdemde öyle büyük derdim var ki, ahım dağlar eritir. sen erişmesen zikrim eksik kalacak, vakitsiz üzülecek, ölüvecerektim.
'size ölüm var mıdır?'
'ölümsüz yer var mıdır ?'
'peki gözünde niçin yaştır?'
'çünkü bağrımdaki yara baş, baştır'
'siz çicekler, kışın nerde olursunuz?
kışın hepimiz toprak oluruz.
yaz bahar gelidğinde ?
'tekrar dirilir çiçek oluruz.
'cehenneme yolunuz uğrar mı?
'cennet , cehennem ademoğlunadır ya!;,
'gül sizce ne ola ki ?
'gül muhammed teridir ?
'peki, adem'e ne dersin ?
Adem muhammed sav nispet binde birdir!
'bunca güzel ve çeşit rengi bir kara topraktanmı alırsınız ?
o bizde yansımış ayın nuru, güneşin ışığıdır.
'işte dalını sağalttık, lakin yine neden boynunu eğersin ?
'derviş baba, boynumun eğriliği kalbimin hakk'a doğruluğundan!..
'sen kabe'yi grödün mü ?
Allah evidir ha ?
'peki sırat'ı grödünmü ?
'cümlenin yolunu sorarsın bana!...
6 Kelam Edilmiş...:
Beni kitapta en cok etkikeyen kisim Bizim Yunus'un "bilmem" zikri idi.. Tadi da tuzu da damakta kalir cinsten bir iskender pala kitabi daha.. Fazla bir sey soylenmiyor zaten.. Selametle..
25 Kasım 2011 13:18iskender pala benim çok sevdiğim yazarlardan... okumayı çook severim.. paylaşımına teşekkürler..
25 Kasım 2011 17:46bazı bölümler çok basit
18 Aralık 2011 12:49yunus emreyi halk ozanı zannedenler için kesinlikle okunacak bir kitaptır...bir sarı çiçekte allahı gören bir eren için anlatılmış en iyi kitaptı...
10 Mart 2012 16:06Od bende çok şey bıraktı ve bunları kaleme döktüm, belkide aynı şeyleri hissettik. Benim penceremden OD'u görmek için iki dakikanı alabilir miyim?
20 Haziran 2012 14:09http://www.kitapsohbetcisi.com/2012/06/od-uzerine.html
şu an kitabı yeni bitirdim ve geyikli baba türbesi bursa nın neresinde diye aranırken bu sayfaya denk geldim.iskender pala ne güzel yazmış güzel insanı.teşekkür ederim harikaydı.
2 Ağustos 2012 02:18Yorum Gönder
Bir katkıya 'HAYIR' demeyiz... :)